Bir vakitler, yüksek dağların ortasında bir şato vardı. Bu şato, etrafta yaşayan halk tarafından “Karanlık Şato” olarak anılırdı. Gündüzleri sakin görünen bu şato, gece olunca yıldız üzere parlayan ışıklarla dolardı. Lakin kimse bu ışıkların nereden geldiğini bilmezdi. Şatoya yaklaşan herkesin yolu, kalın sislerle kaplanır ve geri dönmek zorunda kalırdı.
Köyde yaşayan Mavi isminde cesaretli bir çocuk, bu gizemi çözmeye karar verdi. Mavi, annesine, “Korkacak bir şey yok. Şatonun sırrını öğreneceğim ve bu ışıkların ne olduğunu bulacağım,” dedi. Annesi tasayla baksa da, Mavi’nin kararlılığına karşı gelemedi. Ona yalnızca, “Akıllı ve dikkatli ol,” dedi.
Ertesi sabah, Mavi yanına yalnızca bir fener, bir modül ekmek ve dedesinden kalan eski bir pusula alarak yola çıktı. Şatoya yaklaşırken sis güzelce ağırlaştı, ancak Mavi geri dönmedi. Sislerin ortasında bir mühlet ilerledikten sonra birden karşısına uzun uzunluklu, pelerini parlayan bir figür çıktı.
“Kim cüret eder de buraya kadar gelir?” dedi figür. Mavi, yürekle karşılık verdi: “Benim adım Mavi. Sırf bu şatonun sırrını öğrenmek istiyorum.”
Figür, “Eğer sırrı öğrenmek istiyorsan, evvel kendini kanıtlamalısın,” dedi ve elindeki asayı yere vurdu. Şatonun etrafı birden parlayan yıldızlara dönüştü. Figür devam etti: “Bu yıldızlar ortasında gizli bir anahtar var. Onu bulabilirsen, sırrı öğrenebilirsin.”
Mavi yıldızların ortasında dolaşırken, parlak bir ışığın başkalarından farklı olduğunu fark etti. Yavaşça ışığa yaklaştı ve küçük, kristal bir anahtar buldu. Figür, Mavi’nin elindeki anahtarı görünce başını eğdi ve “Hak ettin,” dedi.
Figür, Mavi’yi şatonun içine götürdü. İçerisi altın ve gümüşle süslenmiş, büyülü bir dünya üzereydi. Şatonun tam ortasında, büyük bir yıldız havuzu vardı. Figür, “Bu yıldızlar, düzgün kalpli insanların dileklerini gerçekleştirir. Lakin son vakitlerde çok az kişi buraya ulaşmaya cüret etti. Senin üzere saf kalpliler sayesinde bu yıldızlar tekrar parlayacak,” dedi.
Mavi, “Bu yıldızlar neden daima burada kalıyor?” diye sordu. Figür gülümsedi ve “Onlar sadece gözü pek ve düzgün kalplilere yol gösterir,” dedi.
Mavi köyüne döndüğünde, herkes onun macerasını dinlemek için toplandı. O günden sonra, Karanlık Şato artık “Yıldız Şatosu” olarak anılmaya başlandı. Ve Mavi, yıldızların gözü pek koruyucusu olarak hatırlandı.
