Renkli Balon ve Minik Ayakkabılar

Bir vakitler, büyük bir ormanın kenarında, şirin bir köyde Minik Ayakkabılar isminde bir bebek yaşardı. Minik Ayakkabılar, her sabah güne gözlerini açar açmaz, annesiyle birlikte meskenin bahçesinde sevinçle oyunlar oynardı. Minik Ayakkabılar’ın en sevdiği şey ise, rengarenk balonlarla oynamaktı. Anneleri, ona her gün bir balon alır ve Minik Ayakkabılar, balonunun peşinden koşar, sıçrar, zıplar ve kahkahalarla dolu bir gün geçirirdi.
Bir sabah, güneş ışıkları minik çiçeklerin üzerine düşerken, Minik Ayakkabılar, annesinin elinden tutarak bahçeye çıkmak için hazırlandı. Lakin o gün, annesi ona değişik bir sürpriz hazırlamıştı. Elinde, her zamankinden çok daha renkli, çok daha parlak bir balon vardı.
“Bugün, bu balonla daha da üste uçabiliriz, ne dersin?” dedi annesi gülümseyerek.
Minik Ayakkabılar çok heyecanlandı! “Hadi anne, çok yükseğe uçalım!” diyerek ellerini havaya kaldırdı.
Annesi, balonu Minik Ayakkabılar’a gerçek uzatınca, küçük bebek balonu tutarak gökyüzüne gerçek uzandığını hayal etti. “Bütün hayallerimiz üzere parlak ve renkli olmalı!” dedi. O anda, balonun ipi Minik Ayakkabılar’ın elinde parıldarken, gökyüzü daha bir renkli, daha bir ışıl ışıl oldu.
Minik Ayakkabılar, balonunun üstünde süzüldüğünü hayal ederken, annesi ona içini ısıtan bir kıssa anlatmaya başladı. “Bu balon, hayallerimizin en yüksek noktalara ulaşması için bir simge. Her balon, bizim birlikte her zorluğu aşabileceğimizi, her hayalimizi gerçekleştirebileceğimizi gösterir,” dedi annesi.
Minik Ayakkabılar, gözlerinde sevgi ve inançla, “Hep birlikte her şeye varız!” dedi.
Ve böylelikle, Minik Ayakkabılar’ın her yeni güne uyanışı, yeni bir macera ve keyifli bir günle başlardı. Gökkuşağı renklerinde balonlarla, minik ayakkabılarla dünyayı keşfederken, her adımda sevgi ve itimatla ilerlerdi.




