Bir vakitler, gökyüzünde parlak yıldızların ortasında Uyku Perisi isminde bir peri yaşardı. Vazifesi, gece olunca tüm çocuklara tatlı düşler getirmekti. Lakin bir gün, en parlak yıldızlardan biri olan Küçük Yıldız, gökyüzünden kayboldu. Küçük Yıldız’ın ışığı olmadan, Uyku Perisi’nin düş tozları çalışmazdı.
Uyku Perisi, çabucak yola koyulup Küçük Yıldız’ı aramaya başladı. Gökyüzünde dolaşırken, ona Minik Ay isminde küçük bir bulut yardım etti. Minik Ay, “Küçük Yıldız, Gölge Ormanı’na düşmüş olmalı. Orası biraz korkutucudur lakin cüret edersen onu bulabilirsin,” dedi.
Uyku Perisi, Gölge Ormanı’na gerçek uçtu. Ormanın karanlık yollarında yürürken, “Küçük Yıldız nerede olabilir?” diye düşündü. Birden bir ses duydu: “Yardım et!” Bu, Küçük Yıldız’ın sesiyle birebirdi. Sesin geldiği tarafa hakikat gitti ve dev bir ağacın kısımları ortasında sıkışmış Küçük Yıldız’ı buldu.
Ancak kollar, sihirle korunduğu için çok güçlüydü. Uyku Perisi, çocukların huzurlu uyumasını sağlamak için ışığın değerini düşündü ve kendi sihirli hayal tozunu kullanmaya karar verdi. Tozu kısımların üzerine serptiğinde kısımlar yumuşadı ve Küçük Yıldız özgür kaldı.
Küçük Yıldız, yine gökyüzüne döndüğünde tüm geceyi aydınlattı. Çocukların odaları, yıldızın ışığıyla parladı. Uyku Perisi de Küçük Yıldız sayesinde düş tozlarını serpebildi ve çocuklar tatlı düşlere daldı.
O geceden sonra, Uyku Perisi ve Küçük Yıldız her vakit birlikte çalıştı. Küçük Yıldız’ın ışığı ve Uyku Perisi’nin tozları sayesinde, tüm çocuklar huzurla uyudu ve en hoş hayalleri gördü.
